Prof. Dr. Melih Boydak, orman yangınlarındaki komplo teorilerini değerlendirdi: ‘Suçlu kızılçam değil’
- Her yaz kâbusumuz olan orman yangınları kızılçamların yoğun olmasına bağlanıyor. Bu saptama doğru mudur?
Finlandiya -Punkaharju Ormancılık Araştırma İstasyonu’nun girişinde Fince şu tümce yazılıdır: “Ormanlar Finlandiya’nın bel direğidir.” Bu tümceden esinlenerek diyorum ki kızılçamlar ormanlarımızın bel direğidir. Son yıllarda basında kızılçam türümüzle ilgili olarak asılsız ifadelere yer veriliyor. 2021 yılında orman yangınları ile ülkemizde 140 bin hektar orman alanı yandı. O yıl sosyal medyada, “Marshall Planı’yla ülkemize kolay yanan kızılçamların gönderildiği ve Türkiye’den ABD’ye zeytin ağaçları götürüldüğü, kızılçamın ülkemizde dikilmesini ABD’nin başlattığı” şeklinde asılsız ifadeler yer aldı. Türkiye’de yangın dönemine girdiğimiz bu yaz aylarında da basında benzer ifadeler yer almaya başladı. Oysa çamlar Anadolu’da jeolojik dönemlerden beri yaşamlarını sürdürmektedirler. Ünal Akkemik’in, ülkemizde taşlaşmış ormanlardaki odun, yaprak, kozalak, meyve, iğne yaprak ve polen fosil örneklerinde yapılan araştırmaları kapsayan yayınına göre, Anadolu’nun birçok yöresinde, 56-34 milyon yıl öncesi dönemlerinde bile çam ormanları yayılış yapmaktaydı. Oysa “Marshall Planı” 1948’de imzalandı.
‘HİÇ GÖRMEDİM’
- Yangınların çam kozalaklarının patlaması nedeniyle geniş alanlara sıçradığı doğru mudur?
Bilimsel yaşamımın yarım asrı aşan bir dönemi Akdeniz Bölgesi’nde; kızılçam, sedir ve maki ekosistemlerindeki araştırmalarla geçti. Birçok büyük yangında bulundum ve yangın sonrası orman kurulması için meslektaşlarımla birlikte raporlar hazırladım. Kızılçam kozalağının patlayıp 200- 300 metre uzağa fırlayarak oradaki çam ağaçlarını tutuşturduğunu görmedim. Ömrünü orman yangınları ile geçiren meslektaşlarımdan da duymadım. Yangınlar sırasında, bazen hızı 70-130 kilometreyi bulan rüzgârla taşınan maddeler; ağaçların yanan iğne yaprakları, küçük sürgünleri ve sürgün parçaları, yanan ve rüzgârla taşınabilen küçük kabuk parçaları gibi yüzlerce metre uzağa taşınan yanıcı maddelerdir. “Kızılçam, makilerden daha kolay yanmaktadır” ifadesi de yanlıştır.
‘HASSAS DENGELER’
- Yanan yerlerde ağaçlandırma yapılırken yine kızılçam dikiliyor. Başka ağaç dikilemez mi?
Ana yayılışını Türkiye’de yapan kızılçam, ülkemizdeki orman alanlarının yüzde 22.8’ini oluşturmaktadır. Ülkemizin en hızlı gelişen iğne yapraklı türü olup, endüstriyel orman ağaçlandırmalarında kullanılan tek doğal iğne yapraklı türümüzdür. Ülkemizdeki odun hammaddesi açığının kapatılmasında en başta gelen türlerimiz içindedir. Endüstriyel orman ağaçlandırmalarında kullanılan tek iğne yapraklı doğal türümüz olan kızılçam, diğer ormanlarımızdan daha az kesim yapılmasına da katkı yapmaktadır. Kızılçamın yangına uyum özelliklerinden birisi, tepelerinde açılmadan kalabilen 3-9 yaşlarındaki kozalaklarıdır. Kozalak içindeki tohumların büyük bölümü, kozalak kısmen yansa bile, yangından sonra canlılığını kaybetmemekte, uygun yağış ve sıcaklık koşullarında çimlenen tohumlar hızla derinlere inen kazık kök yapmaktadır. Diğer bir yangına uyum özelliği, kızılçamın çiçeklenmeye diğer iğne yapraklı türlerimizden çok erken başlamasıdır.
Araştırmalarımıza göre, kızılçamın tohum dökümü tüm yıl boyu devam etmektedir. Türkiye’nin diğer çam türlerinde bu özellik yoktur. Toprağa düşen kızılçam tohumları canlılığını en az bir yıl koruyabilmektedir. Uygun sıcaklık ve nem koşullarında, toprakta her zaman çimlenmeye hazır tohumları bulunmaktadır. Kızılçamın ve makilerin kolay yanması, aynı zamanda yangından sonra yeni jenerasyonlarını oluşturabilmesi bir çelişki sayılmayıp yangına hassas ekosistemlerin bir dengesi olarak kabul edilmektedir.
YUNANİSTAN’A DA MARSHALL PLANI MI?
- Komşumuz Yunanistan da her yaz orman yangınlarıyla boğuşuyor. Karşı yakada da kızılçam ormanları var galiba?
Ege Denizi’nin yaklaşık ortasından kuzeyden güneye bir çizgi çizersek, Akdeniz alt kuşağının doğu tarafında genelde kızılçam (Türkiye, bazı Yunan adaları, kısmen Ortadoğu), batı tarafında ise kızılçamla benzer özelliklere sahip ve kızılçamın kardeşi kabul edilen Halep çamı doğal olarak yayılış yapmaktadır. Acaba, genel olarak, yıllık ortalama yanan orman alanları Türkiye’den fazla olan Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelere de “Marshall Planı” ile kızılçam gibi yanıcı olan Halep çamı mı verildi? Bu Akdeniz ülkeleri de bu nedenle mi orman yangınlarıyla boğuşuyor?